Şeker Ameliyatı (Transit Bipartisyon)

Şeker Ameliyatı (Transit Bipartisyon)

Transit bipartisyon ameliyatı metabolik cerrahi yöntemlerinden biridir. Metabolik cerrahi tip 2 şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği ve artmış karın çevresi çapı gibi parametrelere sahip kişilere yapılan bir ameliyat yöntemidir.
Transit bipartisyon ameliyatı laparokopik (kapalı ameliyat) olarak gerçekleştirilir. En küçüğü 0,5 cm, en büyüğü 2 cm’lik beş adet kesiler ile ameliyat yapılır. Bu kesilerden özel aletler ile karın boşluğuna girilir. Karın boşluğu ameliyat yapılmasına olanak sağlanması ve yeterli alan oluşturmak amaçlı karbondioksit gazı ile şişirilir. Öncelikle mide sol yanındaki omentum majustan (karın içi yağ dokusu) ayrılır ve serbest hale getirilir. Mide çıkış bölümüne 6 cm mesafeden başlanarak kullanılan özel malzemeler ile mide dik bir şekilde kesilir ve dikilir. Yaklaşık midenin %70’lik bölümü çıkarılır. Ameliyatın devamında ince bağırsak ile kalın bağırsak birleşim yerinden geriye doğru 100 cm bağırsak ölçülür ve burası işaretlenir. Buradan itibaren de 150 cm bağırsak sayılır ve toplamda 250. cm’den ince bağırsak ikiye ayrılır. Alt ince bağırsak ucu mide çıkış bölümüne birleştirilir. Üst bağırsak ucu ise ilk işaretlenen 100. cm bağırsak bölümüne birleştirilir. Böylece ameliyata son verilir.
Bu ameliyat ile gıdaların üçte biri normal eski yoldan, üçte ikisi yeni oluşturulan yoldan gitmektedir. Mideden tam olarak sindirilmeyen gıdanın çoğu direkt ince bağırsak son 2,5 metrelik bölümüne geldiğinde buradan GLP-1 adlı hormon salgılanır. Bu hormon hem pankreastan insülin salgılanmasını uyarır hem de dokulardaki insülinin etkinliğini arttırır. Böylece tip 2 şeker hastalığı %90-95 oranında tamamen geçer. Ayrıca eşlik eden kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği, uyku apne sendromu, diz ve eklemlerde rahatsızlıklar, bazı solunumsal hastalıklar gibi diğer ek hastalıklar da %70-95 oranında tamamen düzelir. Bu ameliyat ile mide hacmi de ciddi derece de azalacağından çok az yemek ile doyulur. Bir de çıkarılan mide bölümünden üretilen iştah hormonu da olmayacağından iştah ve açlık hissi azalır. Böylece birinci yılın sonunda kişiler fazla kilolarının %70-80’ini verirler.
Transit bipartisyon ameliyatında normal yoldan da gıda geçtiğinden demir, kalsiyum ve vitamin eksikliği görülmemektedir. Kısa süreli vitamin ve mineral takviyesinden sonra hastalar 6-12 aydan sonra bu tür ilaçlara ihtiyaç duymamaktadır.
Bu tür ameliyatların kapalı olarak yapılmasının açık ameliyata göre bir çok avantajı vardır. Öncelikle ameliyat sonrası ağrı kapalı ameliyatlarda neredeyse hiç olmazken, açık ameliyatlarda günlerce ameliyat yerinde ağrı olabilmektedir. Ağrıya bağlı yeterli nefes alınamadığından açık ameliyatlarda sıklıkla akciğer sorunları yaşanabilmektedir. Açık ameliyatlarda ameliyat yerinde enfeksiyon ve açılma ihtimali kapalı ameliyatlara göre çok fazladır. Ameliyat sonrası açık ameliyatlarda normal hayata ve işe dönüş ortalama 1-1,5 ayı bulurken, kapalı ameliyatlarda bu süre 1 hafta 10 gündür. Son olarak açık ameliyatlarda büyük bir ameliyat izi olurken, kapalı ameliyatlarda ameliyatlar izleri görünmeyecek kadar küçüktür.
Transit bipartisyon ameliyatı metabolik cerrahi yöntemlerinden biridir. Metabolik cerrahi tip 2 şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği ve artmış karın çevresi çapı gibi parametrelere sahip kişilere yapılan bir ameliyat yöntemidir.
Transit bipartisyon ameliyatı laparokopik (kapalı ameliyat) olarak gerçekleştirilir. En küçüğü 0,5 cm, en büyüğü 2 cm’lik beş adet kesiler ile ameliyat yapılır. Bu kesilerden özel aletler ile karın boşluğuna girilir. Karın boşluğu ameliyat yapılmasına olanak sağlanması ve yeterli alan oluşturmak amaçlı karbondioksit gazı ile şişirilir. Öncelikle mide sol yanındaki omentum majustan (karın içi yağ dokusu) ayrılır ve serbest hale getirilir. Mide çıkış bölümüne 6 cm mesafeden başlanarak kullanılan özel malzemeler ile mide dik bir şekilde kesilir ve dikilir. Yaklaşık midenin %70’lik bölümü çıkarılır. Ameliyatın devamında ince bağırsak ile kalın bağırsak birleşim yerinden geriye doğru 100 cm bağırsak ölçülür ve burası işaretlenir. Buradan itibaren de 150 cm bağırsak sayılır ve toplamda 250. cm’den ince bağırsak ikiye ayrılır. Alt ince bağırsak ucu mide çıkış bölümüne birleştirilir. Üst bağırsak ucu ise ilk işaretlenen 100. cm bağırsak bölümüne birleştirilir. Böylece ameliyata son verilir.
Bu ameliyat ile gıdaların üçte biri normal eski yoldan, üçte ikisi yeni oluşturulan yoldan gitmektedir. Mideden tam olarak sindirilmeyen gıdanın çoğu direkt ince bağırsak son 2,5 metrelik bölümüne geldiğinde buradan GLP-1 adlı hormon salgılanır. Bu hormon hem pankreastan insülin salgılanmasını uyarır hem de dokulardaki insülinin etkinliğini arttırır. Böylece tip 2 şeker hastalığı %90-95 oranında tamamen geçer. Ayrıca eşlik eden kolesterol yüksekliği, tansiyon yüksekliği, uyku apne sendromu, diz ve eklemlerde rahatsızlıklar, bazı solunumsal hastalıklar gibi diğer ek hastalıklar da %70-95 oranında tamamen düzelir. Bu ameliyat ile mide hacmi de ciddi derece de azalacağından çok az yemek ile doyulur. Bir de çıkarılan mide bölümünden üretilen iştah hormonu da olmayacağından iştah ve açlık hissi azalır. Böylece birinci yılın sonunda kişiler fazla kilolarının %70-80’ini verirler.
Transit bipartisyon ameliyatında normal yoldan da gıda geçtiğinden demir, kalsiyum ve vitamin eksikliği görülmemektedir. Kısa süreli vitamin ve mineral takviyesinden sonra hastalar 6-12 aydan sonra bu tür ilaçlara ihtiyaç duymamaktadır.
Bu tür ameliyatların kapalı olarak yapılmasının açık ameliyata göre bir çok avantajı vardır. Öncelikle ameliyat sonrası ağrı kapalı ameliyatlarda neredeyse hiç olmazken, açık ameliyatlarda günlerce ameliyat yerinde ağrı olabilmektedir. Ağrıya bağlı yeterli nefes alınamadığından açık ameliyatlarda sıklıkla akciğer sorunları yaşanabilmektedir. Açık ameliyatlarda ameliyat yerinde enfeksiyon ve açılma ihtimali kapalı ameliyatlara göre çok fazladır. Ameliyat sonrası açık ameliyatlarda normal hayata ve işe dönüş ortalama 1-1,5 ayı bulurken, kapalı ameliyatlarda bu süre 1 hafta 10 gündür. Son olarak açık ameliyatlarda büyük bir ameliyat izi olurken, kapalı ameliyatlarda ameliyatlar izleri görünmeyecek kadar küçüktür.


Uygulanacak tedavi yöntemleri ve sonuçları her hastanın yaş, cinsiyet, metabolizma hızı ve yandaş hastalıklarına göre değişiklik gösterebilmektedir. Her hasta ayrı ayrı değerlendirilmelidir.